II. Dadaizm
III. Dadaizm’in temel figürleri
IV. Dadaizmin Özellikleri
V. Dadaizm ve sanat
VI. Dadaizm ve edebiyat
VII. Dadaizm ve müzik
VIII. Dadaizm ve felsefe
IX. Dadaizm ve bürokrasi
Sık Sorulan Sorular
Dadaizm | Modernizm |
---|---|
|
|
Yaratıcılık | Ödenti |
|
|
Anarşi | Özellikler |
|
|
II. Dadaizm
Dadaizm, 20. yüzyılın başlarında İsviçre’nin Zürih kentinde ortaya çıkan bir kültürel hareketti. Çağıl hayatın algılanan anlamsızlığına ve I. Dünya Savaşı’nın dehşetine karşı bir tepkiydi. Dadaistler geleneksel sanatı ve kültürü reddettiler ve bunun yerine absürt, saçma ve kışkırtıcı eserler yarattılar. Statükoyu şok etmeye ve bozmaya ve insanların sanat ve gerçeklik ile alakalı varsayımlarına meydan okumaya çalıştılar.
III. Dadaizm’in temel figürleri
Dadaizm’in temel figürleri şunlardır:
- Hugo Topu
- Marcel Duchamp
- Tristan Tzara
- Jean Arp
- Francis Picabia
- Kurt Schwitters
- Erkek Ray
- Raoul Hausmann
- Sophie Taeuber-Arp
Bu sanatçılar ve yazarlar Dadaizm’in gelişmesinde ve yayılmasında rol oynadılar ve emek harcamaları hareketin kendine has estetiğini ve felsefesini şekillendirmeye destek oldu.
IV. Dadaizmin Özellikleri
Dadaizm, 1910’ların başlangıcında İsviçre’nin Zürih kentinde ortaya çıkan bir harekettir. Geleneksel sanat kurallarını reddetmesi ve düzensizlik, yaratıcılık ve kesintiye vurgu yapmasıyla karakterize edilir. Dadaistler, sanatın bütün kısıtlamalardan serbest olması gerektiğine inanıyorlardı ve çoğu zaman şok edici, kışkırtıcı ve saçma eserler yarattılar.
Dadaizm’in birtakım temel özellikleri şunlardır:
- Geleneksel sanat içerikli kuralların reddi
- Anarşi, yaratıcılık ve yıkıma vurgu
- Şok ve provokasyonun kullanması
- Saçma ve absürt sanat eserlerinin yaratılması
- Kolaj, montaj ve öteki geleneksel olmayan sanat biçimlerinin kullanması
Dadaizm, çağıl sanat ve kültür üstünde mühim bir etkiye sahipti. Geleneksel sanat kavramlarını yıkmaya destek oldu ve yeni anlatım biçimlerine kapı açtı. Dadaist fikirler ve teknikler, sanatçılar ve yazarlar tarafınca o zamandan bu yana geçen on yıllarda kullanıldı ve hareket, modern sanat ve kültürü etkilemeye devam ediyor.
V. Dadaizm ve sanat
Dadaist sanat, sıradışı materyaller, teknikler ve mevzu kullanımıyla karakterize edilir. Dada sanatçıları çoğu zaman izleyiciyi şok etmeye ve kışkırtmaya çalışırdı ve eserleri çoğu zaman I. Dünya Savaşı sonrası çağın kaosunu ve belirsizliğini yansıtırdı. En meşhur Dadaist sanat eserlerinden bazıları içinde Marcel Duchamp’ın Çeşme (1917), “R. Mutt” imzalı bir pisuar; Kurt Schwitters’ Merzbau (1923-1937), bulunan nesnelerden oluşan bir kolaj toplumu; ve Hannah Höch’ün Weimar Cumhuriyeti’nin Bira Rüyasını Mutfak Bıçağıyla Kes (1919), cenk, inkilap ve popüler kültür imgelerini bir araya getiren bir fotomontaj.
VI. Dadaizm ve edebiyat
Dadaist edebiyat, 20. yüzyılın başlarında Dada hareketinin bir parçası olarak ortaya çıkan bir deneysel makale türüdür. Dadaist edebiyat, absürt gülmece, saçmalık ve kelime oyunlarının kullanması ve geleneksel makale biçimlerini reddetmesiyle karakterize edilir.
En meşhur Dadaist yazarlardan bazıları Tristan Tzara, Hugo Ball ve Marcel Duchamp’tır. Tzara’nın “How to Make a Dadaist Poem” isimli şiiri Dadaist edebiyatının klasik bir örneğidir ve hareketin estetiğine dair özlü bir genel bakış sunar. Şiir şu talimatlarla adım atar:
Bir gazete alın.
Bir makas alın.
Kelimeleri kes.
Bu tarz şeyleri bir torbaya koy.
İyi çalkalayınız.
Kelimeleri birer birer çıkarın.
Bu tarz şeyleri kağıda dökün.
Bu bir Dadaist şiiridir.
Dadaist edebiyat çoğu zaman I. Dünya Savaşı’nın dehşetlerine bir reaksiyon olarak görülür ve 20. yüzyılın başlarında birçok insanoğlunun hissettiği hayal kırıklığı ve kaos hissini yansıtır. Dadaist yazarlar geleneksel sanat ve edebiyat anlayışlarına meydan okumaya çalıştılar ve okuyucuyu şok etmeyi ve kışkırtmayı amaçlayan eserler yarattılar.
Dadaist edebiyatın çağıl edebiyat üstünde mühim bir tesiri olmuştur ve bu tesir James Joyce, Samuel Beckett ve William Burroughs benzer biçimde yazarların eserlerinde görülebilir. Dadaist edebiyat hem de politik ve sosyal protesto için bir çalgı olarak kullanılmış ve statükoya meydan okumak için kullanılmıştır.
VII. Dadaizm ve müzik
Dadaist müzik, melodiyi, armoniyi ve ritmi reddederek deneysel sesler ve teknikler lehine geleneksel müzikten köktencilik bir sapmaydı. Dadaist müzisyenler, Dadaistlerin geleneksel değerleri ve gelenekleri reddetmesini yansıtan kaotik, yıkıcı ve saçma müzik yaratmaya çalıştılar.
En meşhur Dadaist müzisyenler içinde George Antheil, Erik Satie ve John Cage yer alır. Antheil’in besteleri çoğu zaman şiddetli ve uyumsuzdu, Satie’nin müziği ise sadeliği ve sadeliğiyle karakterize ediliyordu. Cage’in müziği çoğu zaman tamamen rastgeleydi, evvelde belirlenmiş bir yapı ya da şekil yoktu.
Dadaist müzik, 20. yüzyılda avangart ve deneysel müziğin yükselişine öncülük ederek çağıl müziğin gelişiminde mühim bir tesir yarattı.
VIII. Dadaizm ve felsefe
Dadaizm’in felsefe üstünde, bilhassa varoluşçuluk ve post-yapısalcılığın gelişiminde mühim bir tesiri olmuştur.
Jean-Paul Sartre ve Albert Camus benzer biçimde varoluşçu filozoflar, Dadaizm’in geleneksel değerleri reddetmesi ve bireysel hürriyet ile özgünlüğe vurgu yapmasından etkilenmişlerdir.
Michel Foucault ve Jacques Derrida benzer biçimde post-yapısalcı filozoflar, Dadaizm’in dilin yapıbozumuna uğramasından ve geleneksel informasyon biçimlerine yönelttiği eleştiriden etkilenmişlerdi.
Dadaizm, sanat ve edebiyatın gelişiminde de mühim bir etkiye haiz olmuş, bu etkiyi Marcel Duchamp benzer biçimde sanatçıların ve James Joyce benzer biçimde yazarların eserlerinde görmek mümkündür.
Dadaizm, günümüzde de sanatçılar ve düşünürler için bir esin kaynağı olmaya devam ediyor ve mirası hala tartışılıyor ve araştırılıyor.
IX. Dadaizm ve bürokrasi
Dadaizm, 20. yüzyılın başlarında I. Dünya Savaşı’nın dehşetlerine cevap olarak ortaya çıkan politik bir hareketti. Dadaistler geleneksel sanat ve kültür kavramlarını reddettiler ve bunun yerine şok edici ve kışkırtıcı eserler yarattılar. Sanatın otoriteye meydan okumak ve sosyal değişimi teşvik etmek için kullanılabileceğine inanıyorlardı.
Dadaistler, bilhassa I. Dünya Savaşı’na neden olan milliyetçilik ve militarizmi eleştirdiler. Bu ideolojilerin, savaşın sebep olduğu anlam ifade etmeyen felaket ve acıdan görevli olduğuna inanıyorlardı. Dadaistler, sulh ve anlayışa dayalı yeni bir tür bürokrasi çağrısında bulundular.
Dadaizm, çağıl sanat ve kültürün gelişiminde mühim bir etkiye sahipti. Geleneksel değerleri reddetmesi ve deneyselliğe vurgu yapması, 20. yüzyılın avangart hareketlerinin önünü açmaya destek oldu. Dadaizm ek olarak anarşizm ve pasifizm benzer biçimde sosyal hareketlerin gelişimini de etkiledi.
S: Dadaizm nelerdir?
A: Dadaizm, 1920’lerin başlangıcında İsviçre’nin Zürih kentinde ortaya çıkan bir sanat ve edebiyat hareketiydi. I. Dünya Savaşı’nın dehşetlerine ve çağıl camianın algılanan anlamsızlığına karşı bir tepkiydi. Dadaistler geleneksel sanat içerikli değerleri ve gelenekleri reddettiler ve emek harcamaları çoğu zaman saçmalık, düzensizlik ve yıkıcılıkla nitelendirildi.
S: Dadaizm ile düzensizlik arasındaki ilişki nelerdir?
A: Dadaistler, her türlü otorite ve geleneği reddettikleri anlamında anarşisttiler. Yeni bir dünya yaratmanın tek yolunun eskisini yok etmek olduğuna inanıyorlardı. Dadaizm ek olarak sanata ve edebiyata yaklaşımında da anarşikti. Dadaistler, sanatın güzel ya da anlamlı olması gerektiği fikrini reddettiler ve sanatçıları yeni biçimler ve teknikler denemeye teşvik ettiler.
S: Dadaizmin çağıl sanat ve kültür üstündeki tesiri nelerdir?
Dadaizm, çağıl sanat ve kültür üstünde derin bir etkiye sahipti. Sürrealizm ve Soyut Ekspresyonizm benzer biçimde avangart sanat hareketlerinin gelişimine zemin hazırladı. Dadaist fikirler ek olarak pop art, performans sanatı ve kavramsal sanatın gelişimini de etkiledi. Ek olarak, Dadaizm’in geleneksel sanat içerikli değerleri ve gelenekleri reddetmesi, modern sanat ve kültür üstünde kalıcı bir etkiye haiz oldu.
0 Yorum